Güncel

MAKALE | Buzdağının görünen yüzü; Poşet

"Bir başka deyişle devlet sözcüsü bir poşet üreticisinin, poşetlerin ücretlendirilmesini devletin atık politikası ile açıklama gayreti halkın, doğanın yararına siyaset yapama çabası olarak açıklanamaz"

H. Merkezi: Yeni yılla birlikte plastik poşetler parayla satılmaya başladı. Poşetlerin parayla satılması meselesi gündemimize hızlıca girdi, kısa sürede çok tartışıldı ve jet hızıyla uygulamaya konuldu. Poşetler ücretlendirilirken; halk için, gelecek için, çocuklar için,  çevremizi ve doğamızı koruyalım sloganları, uygulamanın mimarlarının en çok tekrar ettiği sözler oldu.

Süreç oldukça hızlı ilerledi ve her şey bir buçuk ayda oldu/bitti. Bir buçuk ayda hepimiz poşet, yağ, lastik gibi materyaller üzerinden bakanlığa para ödemeye başladık. Halktan para almak söz konusu olunca yasal sürecin hiçbir aksama olmadan ilerlediğini, mevzuatın bir buçuk ayda geçtiğini yaşayarak gördük.

1 Kasım’da Emine Erdoğan Sıfır Atık Zirvesi yaptı. 13 Kasım’da “Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Meclis’e geldi. Hemen Çevre Komisyonu’nda görüşüldü ve ardından 19 Kasım haftası Meclis Genel Kurulu’na geldi. 29 Kasım’da Genel Kurul’da kabul edildi. 10 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Uygulamanın mimarlarının uygulamayı yürürlüğe koymak için gösterdikleri performansa, şevkle yaptıkları açıklamalara, yaptıkları zirvelere, çevre dostu pozlarına bakılırsa bu uygulamadan büyük kar elde etme hedefleri var.

Ücretli poşet yasası mimarlarından olan “Türkiye’nin her yerinde poşet konuşuluyor”, “Amacımıza ulaştık” diyen; TBMM Çevre Komisyonu Başkanı, AKP Milletvekili Muhammet Balta aynı zamanda bir poşet üreticisi. Amaçlarının toplumdan, milletten para almak olmadığını vurgulayan AKP milletvekilinin aynı zamanda bir poşet üreticisi olması meselenin çarpıcı bir yanı.

Söz konusu sömürü ve rant olunca iktidarın ne kadar hızlı harekete geçtiğinin önemli örneklerinden birini izledik. Bir taraftan poşetlerin ücretli olması için çevre dostu görünümlü yasal kılıflar hazırlanırken bir taraftan Emine Erdoğan’ın “himayesinde” Sıfır Atık Zirvesi düzenlendi. Ülkede her yer atık, ortada devlet yok ama sıfır atık adı altında çeşitli kuruluşlara ödüller verildi.

Bu törende ödüller ve verildiği kurumlar çevre dostu görüntüsünün arkasına gizlemeye çalıştıkları rantçı anlayışın reklamının nasıl yapıldığını gösteriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne verilen; Sıfır Atık Yenilikçilik Ödülü,  Türk Hava Yolları’na verilen; Sürdürülebilirlik Politikaları ve Sıfır Atık Projesi’ne Destek Ödülü, TRT’ye verilen; Sıfır Atık Medya Ödülü çevre dostu görüntünün ne kadar yapay olduğunu gözler önüne seriyor.

Her ne kadar yürürlüğe giren paralı poşet uygulaması, doğayı koruyacağı iddiası ile gündemimize otursa da iktidar için yeni bir rant alanı, halkı daha fazla sömürmenin bir yolu olarak değerlendirildiği açık.

Milyonlarca ton plastik atığa dokunmayan ama halka ve doğaya vereceği zarar aşikâr yeni bir düzenleme daha hayatımıza girmiş oldu. Ücretli poşet uygulamasının yer aldığı torba yasa ile birlikte; halkımız bitkisel yağına, ilaç şişesine geri kazanım payı adı altında bakanlığa para vermeye başlayacak. Yani mesele her şeyden para alan devletin poşetler için de para laması değil. Her poşet için alınan 25 kuruşun 15 kuruşunu doğrudan bakanlığın cebine indirmesi bunu da çevreyi doğayı bahane ederek yapması.

Artan plastik kirliliği ve devletin atıklar konusunda gerekli sorumluluğu almaması ortada iken poşetlerden alınan 25 kuruşla plastik tüketiminin önüne geçmeyi hedeflemek aldatmacadan başka bir şey değil. Hepsinden önemlisi, paralı olan sadece poşet değil. Devlet artık pek çok şeyden geri kazanım katkı payı alacak ve bu paralar bakanlığa gelir olmaktan öteye geçmeyecek. Poşetlerin ücretlendirilmesi sadece meselenin görünen yüzü.

Yapılan düzenleme ile halktan alınan paranın doğa ve toplum için geri dönüşümü sağlanmıyor. Çevreyi ve doğayı talan eden projelerin mimarı olan bir bakanlığın kasasını dolduruyor.

Çevre dostu görüntünün altına gizlenmeye çalışılan esas gerçek bu aslında. Yoksa firmaların giderler aracılığıyla bir şekilde fişlere yansıttığı poşet ücretlerinin yasal düzenlemeyle ikinci kez ücretlendirilmesinin devletin atık politikasıyla bir ilişkisi olduğundan değil.

Bir başka deyişle devlet sözcüsü bir poşet üreticisinin, poşetlerin ücretlendirilmesini devletin atık politikası ile açıklama gayreti halkın, doğanın yararına siyaset yapama çabası olarak açıklanamaz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu