Kadın

SÖYLEŞİ | ‘Eksik ama nispeten iyi bir karar! Erkeği koruyan yaklaşımlar devreye girdi’

Gülsuyu'nda yaşanan cinsel saldırıya ilişkin sonuçlanan davayı takip eden avukatlardan Gülseren Yoleri ile hem davayı hem önümüzdeki olası süreci konuştuk.

2 Kasım 2019 tarihinde İstanbul Gülsuyu Mahallesi’nde yaşanan cinsel şiddet saldırısında karar açıklandı. Saldırgan Mert Bayır, Anadolu Adliyesi’ndeki 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmada 24 yıl hapis cezası aldı.

Politik kimliği ile tanınan bir kadına yönelik çok boyutlu şiddet saldırısında bulunan Mert Bayır’ın yargılandığı mahkemenin ilk duruşması 16 Ocak’ta görülmüştü.

18 Şubat’ta ikinci duruşma görüldü. Şiddete maruz bırakılan kadının avukatları İstanbul İnsan Hakları Derneği avukatlarından Gülseren Yoleri ve Eren Keskin ile Avukat Fatmagül Yolcu ve Ahmet Cihan’ın savunmalarının ardından saldırgan Mert Bayır 24 yıl ceza aldı.

Bizler Özgür Gelecek gazetesi olarak süreci başından bu yana takip eden avukat Gülseren Yoleri ile hem davayı hem de önümüzdeki olası süreci konuştuk.

Gülsuyu’nda yaşanan cinsel şiddet sürecini başından bu yana takip ediyorsunuz, kısaca nasıl değerlendirdiğinizi anlatır mısınız?

– Biliyorsunuz son süreçte kadınlara dönük her türlü şiddet ve kadın cinayetleri artmış durumda. Kadına yönelik şiddetin her geçen gün daha da yaygınlaştığına ve derecesinin arttığına tanık oluyoruz. “Beni öldürecek” diye şikayet eden kadın bu feryadıyla birlikte ölüme gönderiliyor. Devlet koruma önlemlerini almıyor ya da gereğince almıyor. Kadının korunması için çıkarılmış olan yasa ve İstanbul Sözleşmesi uygulanmıyor.

Medyaya her gün cinayet ve kalıcı sakatlıklara yol açan kadına karşı şiddet haberleri yansıyor. Ruhsal şiddet bu arada çok konuşulmuyor ancak fiziksel şiddet gibi ruhsal şiddet de yaygın ve ikisi de kadınları derinden yaralıyor. Özellikle yoksulluk ve işsizliğin arttığı ekonomik kriz günlerinde kadına yönelik ekonomik şiddet de derinleşiyor.

Sadece şiddetin somut olarak yöneldiği kadınlar bakımından değil, bu şiddete maruz kalma ihtimali taşıyan bütün kadınlar şiddetin mağduru durumundalar aslında. Bir anlamda kadınların şiddet kuşatması altına alındığı söylenebilir.

Bu şiddetin kadını araçsallaştırmaya dönük, erkek ve politik karakter taşıdığı malum. Ve sadece erkek bireyler tarafından değil, devlet güçleri, yargı, toplum, ekonomik sistem, erkek kültür tarafından şiddete uğruyor kadın.

En bariz şiddet türü olan fiziksel şiddete karşı mücadele ederken dahi cezasızlık ve faili koruyan yaklaşımlarla şiddete her gün yenileri ekleniyor.

8 Mart, 25 Kasım gibi şiddetle mücadelenin görünür olduğu günlerde sesini duyurmaya çalıştığında ayrıca kendisi şiddet görüyor. Erkek şiddeti devlet eliyle derinleştiriliyor böylesi günlerde. Kadın dayanışması engellenmeye, kadın ezilmeye,  sömürülmeye, şiddete boyun eğmeye zorlanıyor.

“Davanın sonucunu mücadele belirleyecek!”

Hukuki olarak dava süreci kısmen sonuçlandı ve saldırgan Mert Bayır 24 yıl aldı, hangi suçlardan ne kadar aldı, bu sonucu nasıl okumak gerekiyor?

– Türk Ceza Kanunu madde  102/2-5 fıkraları   uyarınca cinsel saldırı suçundan 16 yıl hapis, Madde 109/2  uyarınca Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçundan 6 yıl hapis, Madde 116/4 uyarınca Konut Dokunulmazlığını İhlal  suçundan 2 yıl hapis olmak üzere toplam 24 yıl hapis cezası verildi.

İyi hal indirimi yapılmadı ve daha önce başka bir suçtan dolayı sanık, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden bu lehe düzenlemeden de yararlandırılmadı. Eksik ama nispeten iyi bir karar verildi denilebilir.

İstinaf ve yargıtay süreci var sanırız, ceza bozulabilir ve indirim alabilir… Sizce neler yapmak gerekiyor hem kadın mücadelesi anlamında hem de hukuki olarak?

– Faile bu olayda toplam  24 yıl hapis cezası verildi. Kasten yaralama suçundan ceza verilmemesi kararın önemli bir eksiği. Yani daha fazlası verilmeliydi ama erkeği koruyan yaklaşımlar burada da devreye girdi ve kadın lehine şiddet karşıtı bir yaklaşıma mesafeli durdu mahkeme.

İstinaf ve Yargıtay aşamalarında bu kararın bozulması söz konusu olabilir ya da ceza indirimi söz konusu olabilir, evet. Bugüne kadarki yargı pratiği bunun mümkün olduğunu söylüyor bize. Ancak biz bu kararın sanık aleyhine bozulması ve daha ağır ceza verilmesi için karara itiraz ettik. Bu talebimizin kabul edilmesi de küçük de olsa bir olasılık. Burada bu olasılığı nasıl büyütebiliriz tartışması önemli.

Hem hukuki mücadele hem kadına şiddete karşı politik ve toplumsal mücadele hem de kadın dayanışmasının rolünden söz ediyoruz. Davanın sonunda bu alanlarda yürütülecek mücadelenin sonucunu göreceğiz hep birlikte.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu